İNKÂRCI SİYASİYE SORMAK LAZIM… KAFASINDAKİ AT


İNKÂRCI SİYASİYE 

SORMAK 

LAZIM… KAFASINDAKİ AT







  • ANADOLU BASIN YAYIN BİRLİĞİ'de KURUCU VE 1.DÖNEM GENEL BAŞKAN,YAŞAM BOYU ONURSAL GENEL BAŞKAN....HASAN ALPARSLAN...
    • KAFASINDAKİ AT gözlüğü ile dolap beygiri gibi etrafında dönenlere, inkârcı, iftiracı veyalan – dolan söylemler ile HALKIMIZIN hissi duyguları oynanarak, aldatmaca tavırlar içersinde MEMLEKET ne olursa olsun, zihniyeti ile ayakta kalarak insanlarımızı statükocu ve vesayetçilik anlayışı ile demokratik unsurları hiçe sayarak, ülkemizin kalkınmasına, güçlenmesine, yükselmesine, dünya devletleri arasında yerini almasına GEM vurma çabasında olan inkârcı siyasiye sormak lazım.
      1939–1950 yılları arasında Türkiye, sıkıyönetim ve ışık karartma ÜLKESİMİYDİ?i. Ankara da basın –yayından şube müdürü olmayan sıradan bir memurun telefonu ile gazetenin kaç gün kapatılacağı tebliğ edilirimiydi?.
      Cumhurbaşkanı İsmet İNÖNÜ’NÜN resmini sağ üst köşeye koymadığı için kapatılan gazeteler vardı. Hemen hemen Kendi arzu ve istikametlerinde yayın yapmayan bu nedenle kapatılma cezasına uğramayan gazete var mı idi?...

      Cumhurbaşkanı İsmet İNÖNÜ Milli Şef diye mi anılırdı?.
      Vatanımızın kurtarıcısı M. Kemal ATATÜRK adı da unutturulmaya mı çalışılmıştı?
      Kâğıt ve madeni paralar ile posta pulları üzerinde yalnız İNÖNÜ ‘nün resmi vardı. O’na ebedi ŞEF deniliyor muydu?.

      Darlık ve kıtlık ülkesi durumuna düşürülen TÜRKİYE ‘DE ezan susturularak, camiler AHIR haline getirildi mi?Kurşun kalem ve toplu iğne dahi imal edilemediğinden KARABORSA meta idi. Çivi dahi var mı idi?.

      O dönemin idarecilerine göre ise TÜRKİYE; Mükemmel CUMHURİYET ve kusursuz DEMOKRASİ ile idare ediliyordu. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkan koltuğunun tepesinde, Hâkimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir diye yazmasına rağmen, tek parti dönemi ve idarecileri ile millet iradesi ve hâkimiyeti sözde mi kalmıştı?.

      Ülkemizde millet iradesi ve hâkimiyetinin birilerinin emir ve talimatı ile kılıf olarak kullanıldığını düşünenlerin ise vay hâline…
      Hangi görüşü, düşünceyi(TİTRİ) taşıdığına bakılmaksızın soluğu “TABULUKTA” mı alırdı?.

      1950 de YETER SÖZ MİLLETİN dir diye bayraklaşan DEMOKRAT PARTİ bütün tabuları yıkmış, ülkemize huzur, güven, refah getirmiş ve DEMOKRATİK yaşam koşulları ile insanlarımızın yüzlerini güldürmedimi?.

      Vesayetçi ve statükocu zihniyet; kendi çıkar-menfaatlerinin ellerinden gitmesini, alınmasını hazmedemediler. Ve neden? Niçin? Sebebinin bu gün dahi kafalarda bıraktığı soru işaretleri ile 1960 darbesine ÇANAK tutmuşlar ve cunta darbesi ile MİLLİ HÂKİMİYET ve DEMOKRASİ’Yİ ayaklar altına alarak emellerine mi ulaştılar?.

      Demokrasi kahramanı rahmetli Başbakan MENDERES ve arkadaşları Hasan POLATKAN ve Fatin Rüştü ZORLU ile beraber 1950 de yeşeren demokrasimiz de darağacına mı asıldı?.
      Statüko ve vesayetçilik ANAYASASI tanzim edilmiş ve kendi hazırladıkları Anayasa kitabının sayfaları arasına TÜRK halkı sıkıştırılmış ve mahkûm mu edildi?.
      DEMOKRAT PARTİ tarihe gömülmek mi istendi ve insanlarımızın HÜR iradesine pranga mı vuruldu.

      Ya… Sonrası… Sonrası da 1971 muhtırası ile statüko ve vesayetçilik yeniden hortlatılmış Başbakan DEMİREL ‘de şapkasını bırakıp gitmek zorunda mı bırakıldı?.

      1980 darbesi ile de ülkemiz üzerine yeniden kara bulut gibi çöken O zihniyet; Oynadığı oyunları ile halkımız arasına nifak, niza tohumları ekerek ikiye mi bölmüş; Babayı oğul’a, kardeşi kardeşe, komşuyu komşuya düşman etme bedbahtlığını göstererek binlerce gencimizin ölmesine neden mi olmuştu?, Binlerce insanımız ülkücü, sağ-sol ayırımı yapılmadan hapishanelerde işkenceler altında inim inim inletildi mi? Ailesinden, yavrusundan kopartılmış ve YILLARCA ZİNDANLARDA çürümeye terk edilmiş onca insanımızla;”Biri sağdan, biri soldan” diyen darbecilerin talimatları ile onlarca gencimiz ise de İDAM edilmedi mi?.

      İşte bu ıstırap, ölüm ve işkence üzerine kurulan1980 darbe ANAYASASI’NA şimdide kol kanat gerenlere, arkadaşlarının per ve perişan edilmesine, işkenceler altında inim inim inlemesine göz yumanlara; Yıllarca ZİNDANLARDA çürüyen ve inandırıldığı DAVASI için ölüme sürüklenen gençlerimiz ile DARBENİN yağlı URGANLARINDA idam edilenlerin haklarını İKARCI SİYASİYE sormak lazım. ‘’VİCDANINIZ titriyor,YÜZÜNÜZ kızarıyor mu’’?.. Saygılarımla.

      Yorum Gönder

      0 Yorumlar