Hayal gücümü geliştirmek, farklı çözümler, sorulara farklı cevaplar bulmak istiyorum. Düşünmek, üretmek istiyorum. Öğretmenim resmimi çok beğendi. Kabiliyetim varmış. Resim kurslarına katıl, geliştirirsin dedi. Ve bununla birlikte senin yeteneğine uygun müzik, resim, dans, bale, çeşitli el sanatları kursları olduğunu ; bunlar üzerinde çok başarılı olacağımı söyledi. Öğretmenin rüyası mı söyledikleri? Duyduklarım gerçek mi? Hayalimdeki yerleri , güzellikleri, resimlerle canlandırmak müthiş keyif veriyor bana . Kendimi buluyorum. İç dünyamda bin bir renk saklı … İstediğim renkleri istediğim şekilde kullanıyorum... Eve servisle heyecan içinde geldim. Akşam yemeğini zar zor bekledim. Alkışlar mı acaba beni evdekiler, bu kurslara katılma isteğimden dolayı? Takdir eden, sevinen olur mu? Hayal kırıklığı... Annemin gözbebekleri yerlerinden fırlamış durumda. Öfkeli… Her zamanki gibi babam suskun. O gereksiz görüyor zaten. “Masraf çıkarmayın bana” “Emeklerimizi boşa çıkarma. Şimdi bu modern çağda ressam bile yok. Sana bu fikri veren öğretmenin düpedüz derslerindeki başarını kıskanması bu. Asla resim, müzik,dans,bale, çeşitli el sanatları falan filan.. Kesinlikle olmaz..” “Hem biz seni satranç kurslarına, matematik, yetenek kurslarına, İngilizce ve basketbol kurslarına yazdırdık . Her günün her saatin dolu. İmkansız… Kültürlü, zevkli, üstün zekalı biri olman lazım. Gerekirse; İngilizceyi biraz sökersen ek olarak Fransızca, Japonca dil kurslarına yazılabilirsin. Ama bu kursları aklından sil.” “Sevtap hanımın kızına yabancı dil kursları yakışır. Ben her yerde, kızımın bir dakikalık boş zamanı yok. Hafta sonu bile sosyal faaliyetlerle dolu diye öğünüyorum. Maşallah kızıma..Kimin kızı? Tabii ki de benim, Sevtap’ın.” Ben… Ben donakaldım. Ne zaman, hangi gün karar verdik? Satrançta teyzemin kızı gerçekten süper. Seviyor o satranç oynamayı ; benim resim yapmayı sevdiğim gibi. Annem teyzemin kızını, kuzenimi geçmemi istiyor. Nefret ediyorum satrançtan. Dedim ya donakaldım. Matematik dersini seviyorum. Ama sınıftaki arkadaşım Ahmet kadar değil. Matematikte renklerle oynadığım gibi oynayamam ki... Matematik dersim zayıf ta değil. Benim ilgimi hiç çekmedi. Ama seviyorum matematik dersini. Annemin dediği gibi; Ahmet’i matematikte geçemem. Ahmet çok ama çok seviyor matematiği. Rüyasında bile rakamlar var. Benim rüyalarımda ise renkler var. Ben daha geçen sene anasınıfını bitirdim. Henüz ilkokul birinci sınıftayım. Birinci sınıfta İngilizce kursuyla mı uğraşacağım? “Ali gel- Ata bak” Yeni öğrendim bunları. Ali ata nasıl bakar diye tez mi hazırlayacağım? Mastır mı yapacağım Amerika’da… Ben atölyem olsun da istemiyorum. Resim defterimi boyalı kalemlerimi istiyorum. Spor olarak bale yapsam. Spor olarak basketbolu sevemedim. Çok hızlı koşamıyorum. Nefesim tıkanıyor. Kansızlık var bende. Annem de, babam da biliyor. N’olur. Zihinsel ve fiziksel gelişimim olduğu kadar olsun. Sosyal ilişkilerimi, hayallerimi çalmayın. Abartmayın. Senin kızın, senin oğlun mükemmel olmak ve herkesi geçmek zorunda değil. Ama mutlu olmak zorunda. Duygularımı yok etmeyin. Siz kendiniz için hafta sonuna dair tatil planları yaparken; benim bedenimi, ruhumu, zamanımı parçalamayın. Arkadaşlarımla kutuplaştırmayın. Benim kendi yeteneklerime uygun sosyal faaliyetlerde bulunmamı sağlasanız nasıl olur? Ben… Ben dondum kaldım. Henüz ilkokul birinci sınıfım. Bebeklerimden, oyunlarımdan çalmayın. Beni tanıdıklarınıza gurur duyma objesi yapmayın. Benim ben olmama izin verin. Ben olarak üreteyim ve düşüneyim. Sosyal faaliyetlerde bulunayım.
0 Yorumlar